Müze-i Hümayun: İstanbul Arkeoloji Müzeleri

Gülhane Parkı içerisinde tatlı bir yokuşu tırmanarak yahut Topkapı Sarayı’nın birinci avlusundan bu sefer aynı tatlı yokuşu inerek İstanbul Arkeoloji Müzeleri‘ne ulaşırız. Çoğuldur, çünkü içerisinde 3 ayrı müzeyi barındırır. Genellikle ortam sakindir. Serindir ve keyiflidir. Çok fazla bölüm ve yine çok fazla eser olduğundan ötürü yorucudur gezmesi. Benim gibi “arkeoloji” hakkında birikimi zayıf olarak gezenler biraz daha hızlı gezerler. Sık sık gitmemden ötürü gide gele bazı şeyleri öğrendim. Özellikle Antik Kentler’in bir kısmı ile diğer şehirlerdeki bazı müzeleri görme sonrasında bazı şeyler kafamda daha iyi oturmaya başladı. Müzelerin zenginliği bir Arkeoloji Müzeleri yazısı konusunda beni korkutuyordu. Olabildiğince benim gibi bu konularda yeterli bilgisi olmayanların gezmesine dönük bir gezi yazısına çevirip, müzede gördüğüm kimi eserlerin fotoğrafları ile desteklemek istiyorum. 

Eski Şark Eserleri Müzesi (Sanayi-i Nefise Mektebi)

 Müze avlusuna girer girmez karşılaştığımız soldaki bina Eski Şark Eserleri Müzesi. Osman Hamdi Bey tarafından 1883’te Sanayi-i Nefise Mektebi, yani Güzel Sanatlar Akademisi olarak yaptırılan bina okul buradan taşındıktan sonra müze haline getirilmiştir. Bu müzede İslam öncesi Arabistan’dan, Mısır’dan, Mezopotamya ve Anadolu’dan getirilen, yani Eski Doğu’ya ait eserler sergilenmektedir. Tabi bu bölgelerde kazı yapıldığı dönemlerde oraların Osmanlı toprakları olduğunu hatırlatalım. Eserler 19. yüzyıldan başlayıp 1. Dünya Savaşı’na kadar yapılan kazılar sonucunda bulunanlar. Bu eserlerin İstanbul’a gelen kısımlarını görüyoruz; bir de Batı’ya gidenler var ki, muhtemelen çok daha fazlası. Bir bakıma Osman Hamdi Bey’in kurtardıkları desek yanlış mı olur?

Avlunun güzel bir yanı var: avlu çevresinde de eserleri görebiliyoruz. Solda Çinili Köşk‘ün hemen yanında bir bahçe içine serpiştirilmiş pek çok heykeli görebiliriz. Ortasında da bir kafe bulunmaktadır. Burayı bir türlü ideal bir ortama dönüştüremediler. Aynı şekilde klasik binanın önünde lahitler ve heykeller görülmektedir.

Çinili Köşk Müzesi

Avluyu saran Arkeoloji Müzesi’nin klasik binasına girmeden evvel solda bulunan Çinili Köşk Müzesi‘ne girmeli. 1472 tarihinde yapılan bina aslında Topkapı Sarayı’nın bir parçası. Sırça Saray da denilmiştir. Müzede İznik, Kütahya, Çanakkale yapımı Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait çini ve keramikler sergilenmektedir. 2 bin civarında eser olduğu belirtilmektedir. Çinilerle kaplı giriş kapısı ile odalarının birinde bulunan tavuslu çeşme görülmeden geçilmemesi gerekenlerdendir.

 

Arkeoloji Müzesi binası 13 Haziran 1891’de açılmış. Mimarı Aléxandre Vallaury. İlk dönemdeki adı da “Âsâr-ı Atika Müzesi“. Dünyadaki müze binası olarak yapılanlar içerisinde ilklerden, ülkemizde ise ilk bina. Topkapı Sarayı’nın batı cephesini kapatması bir eleştiri konusudur.

Ben klasik binanın en sağındaki salondan başlayarak diğer tarafına doğru gezerim genellikle. En sağdaki salondan başlayarak Arkaik dönemden Roma dönemine kadar heykeller ve büstler sergilenir. Sonrasında salon salon geçerek lahitler bölümü ile bu katı bitiririm. Sonra buradan ek binaya geçmek suretiyle İstanbul ve çevresinde yapılan kazılarda elde edilen eserlerin sergilendiği bölümü  gezer, buradan üst kata çıkarak Anadolu çevresinden gelen daha küçük eserlerinin sergilendiği salonları gezerim.

Aşağıda 2007-2012 yılları arasında müze müze fotoğrafları görebilirsiniz. Arkeoloji Müzeleri’nde flaş patlatmadan fotoğraf çekmek serbest olup üçayak sokulmamaktadır. Zaman zaman elde, zaman zaman yere koymak suretiyle karanlık ortamlarda da fotoğraf almıştım.

Müze Pazartesi günleri kapalıdır.
Tavsiye ve faydalanılan kaynak: http://www.istanbularkeoloji.gov.tr

Eski Şark Eserleri Müzesi’nden Fotoğraflar:

Kadeş Anlaşması metnini içeren kil tablet

Hitit Kralı III. Hattuşili ve Mısır Firavunu II. Ramses arasında yapılan bu anlaşmanın metnini içeren kil tablet 1906 yılında Boğazköy’de yapılan kazılarda bulunmuştur.

“Mısır ülkesi kralı, büyük kral, kahraman Re-masesa-mai Amana’nın (II.Ramses’in çivi yazısında yazılışı), Hatti ülkesinin büyük kralı Hattuşili ile dostluklarının, kardeşliklerinin ve büyük krallıklarının devamı için yaptıkları anlaşmadır.” denmektedir. Ardından her iki kralın soyları ile bilgiler ve barış için yaptıklarını anlatan tekrarlardan sonra anlaşmanın şu maddeleri gelmektedir.

“Eğer her iki ülkeden birine iç veya dış düşmanlar saldırırsa ve bunun için birbirinden yardım isterlerse, her iki taraf piyadesini ve süvarisini göndererek onun yardımına koşacaktır. Eğer bir asilzade Hatti ülkesinden kaçıp Mısır kralına sığınırsa, onu yakalayıp ülkesine geri gönderecektir.

Eğer Mısır ülkesinden, Hatti ülkesine ya da Hatti ülkesinden Mısır ülkesine kaçanlar olursa, birbirlerine geri vereceklerdir. Fakat bunlar şiddetle cezalandırılmayacak, onların
gözlerinden yaş akmayacak, eşleri ve çocuklarından öç alınmayacak.”

Dünyanın En Eski Aşk Şiiri’nin Yazıldığı Kil Tablet

Kil tablet 1889 yılında, Bağdat’ın 150 kilometre uzağındaki Sümer kenti Nippur’da bulundu.

Tablet 55 yıl önce ABD’li Sümerolog Samuel Noah Kramer tarafından okunmuş. Aynı dönemde tableti dilimize Türkiye’nin ilk Sümeroloğu Muazzez İlmiye Çığ çevirdi.

Sümer inancına göre, toprağın bereketini ve toprağın verimli olmasını sağlamak amacıyla, Kral’ın yılda bir kez Bereket ve Aşk Tanrıçası Enlil yerine bir rahibe ile evlenmesi kutsal bir görevdi.

Bu şiir büyük bir olasılıkla Kral Şusin için seçilmiş bir gelin tarafından yeni yıl bayramını kutlama töreninde söylenmek üzere kaleme alınmıştı ve ziyafetlerde şölenlerde müzik, şarkı ve dans eşliğinde söyleniyordu. Sunay Akın’ın Kız Kulesi’nde sergilenmesi gerekir denilen şiirde şunlar yazılı:

Damadım, kalbimin sevgilisi.
Güzelliğin büyüktür baldan tatlı.
Aslan, kalbimin kıymetlisi.
Güzelliğin büyüktür baldan tatlı.
Benim değerli okşayışlarım baldan tatlıdır.
Yatak odasında bal doludur.
Güzelliğinle zevklenelim.
Aslan seni okşayayım.
Benim değerli okşayışlarım baldan tatlıdır.
Damadım benden zevk aldın.
Annem söyle sana güzel şeyler verecektir.
Babam, sana hediyeler verecektir.
Sen beni sevdiğin için.
Lütfet bana okşayışlarını.
Benim Tanrım, benim koruyucum .
Tanrı Ellil’in kalbini memnun eden Şusin’im.
Lütfet bana okşayışlarını .

İştar Kapısı Kabartmalarından

 

İştar Kapısı Kabartmalarından Aslan Figürü

 

Mısır Mezar Buluntuları

 

Aramice Güneş Saati

Güneş Saati Suudi Arabistan’da yer alan Madain Salih’te bulunmuştur. Üzerinde Aramice yazıt bulunur ve kırmızı kumtaşından yapılmıştır.

Çinili Köşk Müzesi’nden Fotoğraflar:

Çinili Köşk’ün Gülhane’den Görünümü

 

Çinili Köşk Giriş Kapısı

Çinili Köşk Giriş Kapısı

 

Çinili Köşk Kapısı

Çinili Köşk Kapısı

İznik yapımı alınlık

İznik yapımı alınlık

 

 

Çinili Köşk'teki Tavuslu Çeşme

Çinili Köşk’teki Tavuslu Çeşme

 

 

 

 

İstanbul Arkeoloji Müzeleri Avlusu ve Bahçesi’den Fotoğraflar:

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arkeoloji Müzesi’nden Eserler:

 

Kornelia Antonia'nın Heykeli, Atiokheia Ad Pisidium (Yalvaç) Roma Devri, MS 2. YY

Kornelia Antonia’nın Heykeli, Atiokheia Ad Pisidium (Yalvaç) Roma Devri, MS 2. YY

 

Okeanos Heykeli ve Müzede bir dönem sergilenen  "Disk Atan Atlet"

Okeanos Heykeli ve Müzede bir dönem sergilenen  “Disk Atan Atlet”

Büstler, Heykeller

Büstler, Heykeller

Apollon Heykeli, Tralles (Aydın), Helenistik Dönem, MÖ 2. YY

Apollon Heykeli, Tralles (Aydın), Helenistik Dönem, MÖ 2. YY

Baebia'nın Heykeli Magnesia Ad Maeandrum (Menderes Manisası Athena Tapınağı Kazısından) Geç Helenistik Dönem. MÖ 1. YY ortaları

Baebia’nın Heykeli Magnesia Ad Maeandrum (Menderes Manisası Athena Tapınağı Kazısından) Geç Helenistik Dönem. MÖ 1. YY ortaları

Büstler

Büstler

İmparator Marcus Aurelius Büstü, Kandilli Köyü/Bozüyük

İmparator Marcus Aurelius Büstü, Kandilli Köyü/Bozüyük

Demeter Kabartması, Biga, MÖ 4. YY

Demeter Kabartması, Biga, MÖ 4. YY

Tanrı Bes Heykeli

Tanrı Bes Heykeli

 

Kithara Çalan Tanrı, Miletus, Roma Devri, MS 2. YY

Kithara Çalan Tanrı, Miletus, Roma Devri, MS 2. YY

Arkeoloji Müzesi’nin en önemli eseri olan İskender Lahdi 1887 yılında Sidon kentinin krallar mezarlığında bulunmuştur. İskender’e ait olmayıp Sidon Kralı Abdalonymos’a ait olduğu düşünülmektedir. İskender Lahdinin değişik görünümleri ve detaylarından fotoğraflar.

 

 

 

 

 

İskender Lahdi, 1880-1910 arası fotoğraf

İskender Lahdi, 1880-1910 arası fotoğraf

İskender Lahdi ile aynı kral mezarlığında bulunan Ağlayan Kadınlar Lahdi‘nin mimari özellikleri İstanbul Arkeoloji Müzesi binasında da kullanılmıştır. Sidon kralı Straton’a ait olduğu düşünülen lahir üzerinde bulunan 18 kadın figürünün Ortadoğu’da yaygın olarak bulunan ağlayıcı kadınlardan ziyade ölünün eşleri ya da haremindeki kadınlar olduğu düşünülmektedir.

 

 

 

 

 

 

Sidamara Tipi Lahitler

Arkeoloji Müzesi’ndeki lahitler salonunda sergilenen muhteşem detaylara sahip lahitlerden genel görünümlerle birlikte kimi detaylar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arkeoloji Müzesi’nde bulunan diğer lahitlerden örnekler:

Trablusşam'dan gelen lahit, MS 2. veya 3. YY

Trablusşam’dan gelen lahit, MS 2. veya 3. YY

Selanik'ten  gelen lahit MS 2. YY

Selanik’ten  gelen lahit MS 2. YY

 

Likya Lahdi, Trysa Antik Kenti'nden, MÖ 2. YY

Likya Lahdi, Trysa Antik Kenti’nden, MÖ 2. YY

 

 

 

Trablusşam'dan gelen lahit

Trablusşam’dan gelen lahit

 

 

 

 

 

Bunların haricinde diğer bölümlere ait çok sayıda fotoğraf eklenebilir. Genel fikir vermesi açısından karışık olarak örnek fotoğraflar ekleyeceğim. Müzede 1 milyondan fazla eser olduğu belirtilmektedir. Bunların ise sadece küçük bir kısmı sergilenebilmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Eski Fotoğraflar:

Sanayi-i Nefise Mektebi Eski Fotoğrafı

Sanayi-i Nefise Mektebi Eski Fotoğrafı

Kargopoulo Fotoğrafı

Kargopoulo Fotoğrafı

 

Bu yazı Eser kategorisine gönderilmiş ve , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir