Küçükçekmece'den Büyükçekmece'ye - burada istanbul varburada istanbul var

İstanbul Tarihi Yarımada’dır derim hep ama yakın-uzak çevresinde bile günübirlik gidilip görülmesi gereken yerler hiç azımsanmayacak düzeydedir. Bunlara da elden geldiğince yer vereceğim. İstanbul’un ilçelere de adını vermiş 2 tane göl ve çevresinden başlayalım: Küçükçekmece ve Büyükçekmece. Küçükçekmece’ye ulaşım için Sirkeci-Halkalı arasındaki treni, Büyükçekmece için de Yenibosna’dan kalkan E-5 boyunca devam eden otobüsleri tercih edebiliriz. Ulaşım sürelerini de dikkate alırsak ikisini aynı güne sığdırmak için güne erken başlamak gerekecektir.

Çekmece adının nereden geldiği ile ilgili çeşitli bilgiler var:

Zamanında köprüler yokken deniz ile göl arasında bulunan kanallar aynı zamanda bataklık özelliği gösteriyor ve bu batakların üzerine kalın kazıklar ve bu kazıklar arasına halatlar çekilirmiş. Salcılar, karşıdan karşıya insanları taşırken bu halatları çekerlermiş. Bu çekme işinden gelirmiş “çekmece”.

Bir başkası: Denize açılan geçitlerde balık tutmak için yukarı çekilerek açılan kafesli setlere çekmece denirmiş.

“Büyük ve Küçük” adı ise bu çekmecelerin boyutundan ileri gelir derler. Bir başkası oluşan lagün oluşumunu sağlayan kıyı kordonu birinde koyun ağzında iken diğerinde hemen hemen koyun orta bölümündedir ve bundan ötürü daha büyüktür der. Bir başkası ve en makul geleni göllerin üzerindeki köprülerin boyutundan ötürüdür der. Ve sonuç itibariyle zamanında Büyükçekmece Gölü daha küçük, Küçükçekmece Gölü daha büyükmüş. Sonradan Büyükçekmece Gölü aynı zamanda su tutma barajı olarak kullanıldığından ötürü daha büyük hale gelmiş.

Küçükçekmece Köprüsü

Küçükçekmece’ye trenle ulaştıktan sonra aşağı doğru inmek suretiyle göl kıyısına ulaşabiliriz. Gezinti için de keyifli tercih olacaktır. Sahil kıyısındaki çay bahçeleri benim çok içimi açan konaklama alanı olmasalar bile çay molası verilebilir. Sahilin sonu bizi köprüye ulaştıracaktır. Köprü üzerinde Mimar Sinan yapısıdır ve hatta Mimar Sinan Köprüsü diye isimlendirilmiştir ama bu konuda ben bir bilgiye rastlamadım. Köprünün girişinde de bir çeşme vardır. Ondan önce tekrar iç kısma yürüyerek Vezir Mehmet Paşa Çeşmesi ile yine aynı alan içerisinde yer alan Hamidiye Çeşmesi‘ni görebiliriz. Vaktimiz müsaitse köprüyü devam edip denize doğru kanal boyunca da yürüyebiliriz. Kanaldan geçen balıkçı tekneleri, biraz yukarıdan giden banliyö treni güzel kadrajlar verecektir. Zamanından Küçükçekmece içerisinde pek çok eser yapılmış olsa da günümüze pek gelen olmamıştır.

Küçükçekmece Hamidiye Çeşmesi

Küçükçekmece gezisi sonrası ana yola çıkmak suretiyle Büyükçekmece otobüslerine binip diğer göle gidebiliriz.

Osmanlı devrinde Trakya’dan batıya uzanan yol üzerindeki ilk konak yeridir Büyükçekmece. Bu dönemde inşa edilen ilk konak yeri külliyesi içerisinde mescit, namazgah, çeşme, kervansaray ve köprü vardır. Mimar Sinan tarafından inşa edilen bu eserleri birbirine çok yakın bir bölge içerisinde rahatlıkla görebilmekteyiz.


Büyükçekmece Köprüsü

Kanuni Zigetvar seferine çıkarken yapımını başlatmış ancak ömrü yetmediğinden ötürü oğlu II. Selim döneminde 1 sene içerisinde tamamlanan Mimar Sinan Köprüsü 1567 tarihlidir. 635 metre uzunluğu, 7,17 metre genişliği olan köprü dört ayrı köprünün birleşmesinden oluşmaktadır. Günümüzde araç trafiğine kapalı olan köprünün üzerinde yürüyebiliyoruz. İnişli çıkışlı giden köprünün daha ortasına gelmeden Sumru kuşları için yapılmış bir adayı görebiliriz. Mevsim uygunsa gölde dalış yapan Sumru’ları ağızlarında balıklarla görebiliriz.


Kanuni Sultan Süleyman Çeşmesi

Çevresi düzenlenmiş ve park olmuş alan içerisinde üzerinde 1566 tarihli kitabesi olan üç kemerli çeşme, biraz gerisinde minik ve şirin minaresi mescit yapısından ayrı olarak duran camiyi ve kültür merkezi olarak kullanılan kervansaray yapısı ile birlikte başta Mimar Sinan olmak üzere parkın içine serpiştirilmiş pek çok heykeli görebiliriz.

Küçükçekmece’den Fotoğraflar: