Eminönü ve Küçükpazar’dan Unkapanı ve Saraçhane’ye

Baba Cafer Zindanı

Baba Cafer Zindanı

Yıllar yıllar evvel İstanbul’a ilk geldiğim dönemlerde Eminönü benim için sadece geçiş noktasıydı. Geçerken sadece bakardım, fotoğraf da çekmediğim dönemler. Sonra yavaş yavaş içlerini doğru gezmeye başladıkça sevdim, keşfettikçe daha çok gezdim. Tahtakale, Sirkeci, Bahçekapı, Küçükpazar, Mahmutpaşa derken Eminönü ve çevresi benim için vazgeçilmez bir bölge oldu. Şimdi bir süre gitmesem özlüyorum. Güzergaha Eminönü’nden başlayıp, Küçükpazar içlerinden Süleymaniye’ye doğru çıkarak Unkapanı’na inecek ve Saraçhane’de bitireceğiz. Evvela Galata Köprüsü’nün baş kısmına çıkıp panoramik olarak geniş bir alanı göreceğiz. Balık-ekmek satan tekneler, önündeki taburelerde yahut daha gerideki merdivenlerde bunları yiyenler, koşuşturan insanlar, alt geçide girenler ve çıkanlar, otobüs duraklarına gidenler, otobüsle gelenler, tekne ile gelenler ve gidenler, randevulaştığı birilerini bekleyenler, kestane, mısır, simit, izmir lokması ve turşu satıcıları önünde birikenler, belediye temizlik işçileri, merdivenlerde dizilenler, turistler, fotoğraf çekenler derken her zaman kalabalık bir meydan. Her hava şartında keyifli bir alan. Az ilerde otobüs duraklarının arkasında yer alan Zindan Han‘ına giriyoruz.


View Eminönü-Küçükpazar-Saraçhane in a larger map

Zindan Kapısı

Zindan Kapısı

19. yüzyılın ikinci yarısından. Hemen yanında bulunan Baba Cafer Zindanı ya da diğer ismiyle Baba Cafer Kulesi‘nin içine bu hanın içinden geçilmekte. Dönemin hapishanesi diyebiliriz. Han bugün mücevher satışı yapan bir işyeri olarak kullanılmaktadır.  Çekinmeden giriniz; çünkü zindanın tek girişi işletmenin içindendir. Zindanın en altında zindana da adını veren Baba Cafer‘in türbesi vardır, girişi dışardandır. Hemen arka tarafında da yine aynı dönemlerden Değirmen Han yer almaktadır. Bu hanın önünde Bekri Mustafa ile Abdürraif Samadani‘nin mezarları yer almaktadır. Ön kısımda sur kalıntıları ise Zindan Kapısına aittir.

Ve yine hemen yanımızdaki cami Ahi Çelebi Camii. Geçtiğimiz yıllarda restorasyonu yapıldı. Öncesinde hayli harap bir vaziyette olduğunu hatırlıyorum ama o dönem hiç fotoğrafını çekmemiştim. Yapıldığı yıl kesin olarak bilinmeyen cami için 1500 tarihi uygun görülmüş. Evliya Çelebi’nin meşhur seyahat rüyasının geçtiği cami

Ahi Çelebi Camii

Ahi Çelebi Camii

olması nedeniyle İstanbul’un folklor tarihinde önemli bir camidir. Evliya Çelebi rüyasında Ahi Çelebi Camii’nde Hz. Peygamber’i görür, şefaat isteyeceği sırada dili sürçer ve “ya seyahat” der. Caminin yanında bulunan otoparkın içinden çıkarak yolun karşısına geçiyoruz. Tuğladan sivri minaresiyle Kantarcılar Camii ilerde görünüyor. Bu bölge Kantarcılar semtidir. Arkasındaki sokağa giriyoruz. Camiyi geçince soldan ilk sokağa giriyoruz. Karşımız iyice yıpranmış bir yapı çıkıyor: Kepenekçi Sinan Medresesi. Mimar Sinan yapısı olan medrese günümüzde harabe durumdadır. İşgalden nasibini almıştır. İster yanından, ister önünden üstteki sokağa çıkıyoruz. Sokağın devamında Kepenekçi Sinan Camii‘nin tam karşısında hafif eğimle tırmanırken eski bir yapı daha önümüze çıkmaktadır. Altında çeşitli depo ve dükkanların yer aldığı, eğimli bir araziye kurulan bu yapı da bir medresedir: Siyavuş Paşa Medresesi.

Siyavuş Paşa Medresesi

Siyavuş Paşa Medresesi

III. Murat dönemi sadrazamlarından Siyavuş Paşa, doğum yaparken ölen eşi Fatma Sultan adına yaptırmıştır. Paşa’nın türbesi Eyüp’tedir. Bu medresenin hemen üst tarafında Süleymaniye’nin eteklerinde günümüze herhangi bir kalıntısı gelemeyen daha önce Paşa’nın sarayı bulunmaktaymış. Eski gravürlerde bu saray görülebilmektedir, bulabilirsem ekleyeceğim gravürü. Bu görkemli yapının bir dönem müze olarak kullanılması sözkonusu olmuş ama henüz bir gelişme yok. Muhtemelen önümüzdeki dönemlerde ele alınacaktır diye iyimser olma gayretlerimiz sürmektedir. Medrese yokuşunun başında Hoca Hamza Camii ve önünde Devoğlu  Ali Ağa Çeşmesi bulunmaktadır. Caminin haziresi son gördüğümde enteresandı. Medresenin çevresini turlayarak Fetva Yokuşu’nu tırmanıyoruz. Mimar Sinan Türbesi ve bu çevreyi daha önceki gezide ele almıştık. Arzu edersek buradaki kafelerde yine bir çay molası verip İstanbul manzarası seyredebiliriz. Müftülüğün yanından aşağı doğru salınıyoruz. Sokakta oynayan çocuklar, duvardaki çeşme derken restorasyondan geçmiş eski bir sokağa ulaşacağız:

Ayrancı Sokak

Ayrancı Sokak

Ayrancı Sokak. Sokağın eski fotoğraflarını duvarlarda görebiliriz. Sokağı dolanarak Kasnakçılar Sokağa çıkıp aşağı Küçükpazar Caddesi’ne kadar salınıyoruz. Bu bölgedeki sokak yaşantısı, eski evler güzel fotoğraflar vermektedir. Yolumuzu kesen küçük sokaklara girip çıkabiliriz. Daha aşağıda eski ve derme çatma dükkanlar, depolar, ticarethaneler bizi karşılayacaktır. Küçükpazar Caddesi’nden Atlamataşı Caddesi’ne devam ederken sol kolda Küçükpazar Hamamı yer almaktadır ancak önüne yapılmış binalardan ötürü pek fark edemiyoruz. Yolun sonunda Atlamataşı Camii ve İMÇ Blokları görünür. Devamında yine bir hamam yapısı vardır: Hacı Kadın Hamamı. Bitişiğinde de Hızır Bey Camii.

Hacı Kadın Hamamı

Hacı Kadın Hamamı

Sağımızda kalan boşluktan İMÇblokları arasından Şebsafa Kadın Camii‘ne doğru gidiyoruz. Atatürk Bulvarı üzerinde de sıbyan mektebi bulunan cami 1787 tarihlidir. Şebsafa Kadın I. Abdülhamit’in eşlerindendir. Bulvar yapılırken yol seviyesi yükselmesinden ötürü çukurda kalmıştır. Yolun ne kadar yükseldiğini anlamak için şunu söylemek yeterlidir: Sıbyan mektebinin altında dükkân varmış. Camiden Bozdoğan Kemeri’ne doğru yürüdüğümüzde İMÇ bloklarının arasında, çukur kısımda Hızır Bey‘in mezarı vardır. Hızır Bey fetihten sonra İstanbul’un ilk kadısıdır. Bir söylentiye göre Fatih tarafından kendisine arpalık olarak tahsis edilen bugünkü Kadıköy adını Hızır Bey’den almıştır: Kadı Köyü.

Yoldan yukarı devam ettiğimizde İMÇ duvarı üzerindeki bir çeşmeyi de görürüz. Yolun diğer tarafındaki eserleri başka bir geziye saklıyoruz. Bozdoğan Kemeri’ni de şurada incelemiştik.

Ek Fotoğraflar:

Zindandan Görünüm
Baba Cafer Türbesi

 

Zindan Han’ın Arka Görünümü
Ahi Çelebi Camii Çeşmesi

 

Ahi Çelebi Sıbyan Mektebi
Ahi Çelebi Camii
Sahilden Değirmen Han
Kantarcılar Camii

 

Kepenekçi Sinan Medresesi
Siyavuş Paşa Medresesi
Devoğlu Ali Ağa Çeşmesi

 

Kepenekçi Sinan Camii
Hoca Hamza Camii Haziresi
Namahrem Sokak
Ayrancı Sokak Yakınında Duvar Çeşmesi
Küçükpazar Sokakları
Şebsafa Kadın Camii

 

İMÇ İçindeki Mezarlar

 

Hızır Bey’in Mezarı
İMÇ duvarındaki çeşme

Eski Fotoğraflar:

Köprü Ayağının Dibi
Eminönü ve Süleymaniye

 

Eski Hal Civarı

 

Kantarcılar Camii ve Eminönü
Küçükpazar Hamamı
Atatürk Bulvarı

 

Siyavuşpaşa Medresesi Avlusu

 

Siyavuş Paşa Medresesi

 

Bu yazı Güzergahlı Gezi kategorisine gönderilmiş ve , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Eminönü ve Küçükpazar’dan Unkapanı ve Saraçhane’ye için 2 cevap

  1. Eskisini yaşadığım İstanbul!…
    Yenilenmişi de bir başka tad veriyor,fakat yepyenilerin içinde ne yazıkki yenilenmişler kayboluyor!…
    Fotoğrafları çok beğendim, bana çok şey ifade etti.

  2. Fatih YILDIZ der ki:

    Siyavuş Paşa Medresesi dediğin gibi müze olmuş 4 sene sonra. Tesbih müzesi 🙂 Bugün ziyaret ettik.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir