Sultanahmet’ten Ahırkapı’ya

Sultan Ahmet Camii

Başlangıç noktamız Sultanahmet Parkı. Fıskiyelerin ardında Sultan Ahmet Camii özellikle akşam üzeri olmak üzere güneşin tepede olduğu saatlerde de ters ışık ile güzel fotoğraflar vermektedir. Ayrıca bu parkta biraz vakit geçirmek, bu havayı teneffüs etmesi de çok keyiflidir. Her mevsimin kendi has güzelliği vardır. Özellikle denk getirebilirseniz yağışlı ve karlı havaları tavsiye ederim. Cami, içindeki çinilerden ötürü Blue Mosque olarak adlandırılmış. İstanbul’a gelen turistlerin en çok rağbet ettiği yerlerden birisi. Yeri gelmişken, tramvay durağa yanaşırken anons yapıldığında neden Blue Mosque denildiğine de anlam veremiyorum. Semtin adı Sultanahmet halbuki. Turistlere kolaylık olsun diye bir yanlışlığı sürdürmek manasız. Merak etmesinler, onlar ellerinde rehber kitaplarla gezerler. 

Haritayı büyük gör

Cami aslında büyükçe bir külliyenin parçası: Camiyle birlikte bir dönem halı müzesi olarak da kullanılan hünkar kasrı, türbeleri, hadis medresesi, darülkurrası, sıbyan mektebi, çeşme ve sebilleri, imaret, darüşşifa, hamam, kira odaları, evler ve mahzenleri içeriyor. Aynen diğer külliyelerde olduğu gibi camiler dışında külliyelerin diğer parçaları pek bilinmediği gibi ya kapalıdır ya harabedir. Park tarafından cami avlusuna girişte hemen sağ köşede türbe yer alıyor. Onun yanında bugün kapalı olan medrese yapısıdır, avlu duvarına bitişik ve solumuzda kalan yapı sıbyan mektebidir.  Avluya girdikten sonra en sol tarafta hünkar kasrı görülmektedir. O da kapalı. Ortasında hoş şadırvanlı avlu her daim kalabalıktır. Avluda duvar mermerleri üzerinde güneş saatlerini bulmaya çalışalım. Sonrasında caminin içine girip uzun uzun gezebiliriz.İçerisinde 22 bin adet çini olduğu söylenmektedir. İçinde bir süre oturarak içerdeki manayı anlamaya da gayret etmeli. Çıkışta solumuzda kalan kapıdan çıkarak yan bahçesini görelim. Camide her türlü detay nasıl düşünülmüş, neler neler yapılmış inceleyelim. Sonrasında ön tarafa yürüyüp hipodroma çıkacağız. Çıkış kapısındaki zincirler zamanında atlıların girişte eğilmesi içindir derler. Sola devam ettiğimizde ahşap bir konak dikkatimizi çekecek.

Zamanında Recep Peker’in Evi Olan Ahşap Bina

Soldan eğimli arazide aşağı inerken sağ kolumuzda külliyenin imaret ve darüşşifa yapılarını kubbelerinden ancak anlayabiliyoruz. Bugün meslek lisesi tarafından kullanılmaktadırlar. Yol bizi Şifa Hamamı Sokağa, oradan Küçükayasofya Caddesine çıkaracak. Sola tekrar Sultan Ahmet Camii yönüne devam ettiğimizde küçük bir yapı adası göreceğiz: İskender Paşa Mektebi ve yanında türbesi, zamanla hazire de oluşmuş.

Solundan devam ettiğimizde Arasta Girişine doğru kalıntıları günümüze gelmiş külliyenin sebilinin izlerini göreceğiz. Girişin sağında ise hamama ait kalıntılar vardır. Arasta ve biraz evvelki yapı adası arasından yürüdüğümüzde külliyenin alt kısmına Torun Sokağa ulaşıyoruz. Hemen karşımızda yine kalıntılar var: Aziz Efendi Tekkesi. Tekke zamanında Bizans’ın meşhur Büyük Sarayı’nın kalıntıları üzerine yapılmış. Özellikle nispeten kendini gösteren kapısı güzeldir.

Bu sokağın yarısına kadar gelip Büyük Saray Mozaikleri Müzesi‘ne giriyoruz. İlginize ve keyfinize göre 1-2 saat arası zaman geçirebilirsiniz. Büyük Saray’dan günümüze gelen pek çok farklı motiflerden oluşan mozaikleri görebiliriz. Çıkışı Arasta’dan yapıyoruz. Ağırlıklı halı ve hediyelik eşya satan dükkanlar biz yerlilere pek hitap etmese de ilginç bulabilirsiniz. Arasta’nın çıkışında nargileciler bulunmaktadır. Bu dükkanların sonunda merdivenlerden yukarı çıkıyoruz.

Mozaik Müzesi’nden

Sağımızda bulunan kafenin alt kısmında Cedid Mehmet Efendi Medresesi yenilenerek günümüzde el sanatları çarşısı olarak hizmet vermektedir. Kabasakal Medresesi de denilmekte olan yapının banisinin şeyhülislam olduğu söylense de halktanbiri olduğu da

Yeşil Ev

düşünülmektedir. Medresenin önündeki yol Kabasakal Caddesidir. Hemen yanımızda günümüzde otel olarak hizmet veren Yeşil Ev bulunmaktadır. Avlusuna muhakkak girmeli, çok keyiflidir. Fıskiyeli havuzu, sebilini görebiliriz. Yeşil Ev’in devamında sokağın köşesinde Abdurrahman Şami Tekkesi‘ne ait bir türbeyi bulunmaktadır. Yanından sağa aşağı doğru saptığımızda zamanın Sultanahmet Cezaevi, günümüzün Four Season Oteli bulunmaktadır. Binanın köşesinde yenilenmiş çeşme ise Nakşidil Sultan Çeşmesi.

Bu bölgede çok fazla otel ve lokanta bulunmaktadır. Bir alt sokağa inmek için otelin altındaki sokaktan devam edip ilk sağdan aşağı indiğimizde daha önce gördüğümüz İshak Paşa Hamamı‘nın olduğu caddeye çıkacağız. Yine otel ve restoranların arasından devam ettiğimizde sağımızda yenilenen ama eski olan bir yapı dikkatimizi hemen çekecektir: Magnaura Sarayı‘ndan günümüze gelen kısmını göreceğiz. Bildiğim kadarıyla özel mülkiyettedir.

Magnaura Sarayı

Üstünde bulunduğumuz Akbıyık Caddesi’ni takip ediyoruz. Cadde tren yolunun altından geçiyor ama biz düz ve ara sokaklardan, eski evlerin arasından yürümeye devam ediyoruz. Pek çok duvar kalıntısı göreceğiz bu esnada. Akbıyık Değirmeni Sokağına çıkıyoruz. Bu sokağın devamında arada derede kalmış bir tren üst geçidi bulunmaktadır. Trenin geliş zamanlarında güzel fotoğraf vermektedir. Pek çok film ve dizide kullanılan bu geçidi hatırlayan çıkacaktır diye umut ediyorum.

Geçidin devamındaki sokak Oyuncu Sokağı. Hemen sokağa girince Hacı Hasan Efendi Çeşmesi bizi karşılacaktır. Sokağın devamı bizi Akbıyık Camii yanına götürecektir. Çarprazımızda Dede Efendi Evi, hemen yanında Hekimoğlu Ali Paşa Validesi Çeşmesi yer almaktadır. Bir üst sokağın başında ise Akbıyık Çeşmesi, sokak ise Keresteci Hakkı Sokağı. Bu sokaktaki eski ahşap evleri görüyoruz.

Dede Efendi Evi

Sokak ilerde dönüş yapıyor ve bizi Armada Otel’in önüne çıkarıyor. Otelin önünden devam edip araçların çıktığı geçitten sahil yoluna geçiyoruz. Bakırköy yönüne biraz ilerlediğimizde sur kapılarından Ahır Kapısı görünecektir.  Yanılıp araçların geçtiği kapıyı ahır kapı sanabiliyoruz, değil. Sonrasında nereye gitmek istediğimize göre ister Sultanahmet’e çıkarız, ister sahil yolundan yürüyerek Eminönü’ne geçeriz. Yahut trene binebiliriz.

***|***

Ek fotoğraflar :

Sultan Ahmet Medresesi
Sultan Ahmet Camii Avlusu
Sultan Ahmet Camii’nde Güneş Saati
Sultan Ahmet Külliyesi Sıbyan Mektebi
Sultan Ahmet Külliyesi Hünkar Kasrı
Sultan Ahmet Camii İçinden

 

Sultan Ahmet Külliyesi Sebillerinden Birisi
Sultan Ahmet Külliyesi Hamam Kalıntıları
Mozaik Müzesi’nden
Mozaik Müzesi’nden
Sultan Ahmet Külliyesi Arastası
Cedid Mehmet Efendi Medresesi
Yeşi Ev’in Fıskiyeli Havuzu
Yeşil Ev’in Selsebili
Abdurrahman Şami Türbesi
Hacı Hasan Efendi Çeşmesi
Akbıyık ve Hekimoğlu Ali Paşa Validesi Çeşmesi
Keresteci Hakkı Sokağı
Ahırkapı’da Ara Sokaklar
Ahır Kapısı

Eski fotoğraflar:

Sultan Ahmet Camii Avlusu, 1925
Sultanahmet, 1925

Bu yazı Güzergahlı Gezi kategorisine gönderilmiş ve , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir