Şaşırtan Eski Bir Fotoğraf: Cebecibaşı Abdullah Ağa Çeşmesi

Sébah & Joaillier’in bir kaynağa göre 1893 yılında başkasına göre 1880-1900 yıllarında arasında çekmiş olduğu bu fotoğrafta evlere dağıtmak için kırbalarına su dolduran sakaları görüyoruz. Yıllardır bu fotoğrafın pek çok değişik versiyonu ile karşılaşır ama kesin olarak şurası gibi bir sonuca gidemezdik. Çünkü bildiğimiz hiçbir çeşmeye benzetememiştik. Azapkapı’da bulunan Saliha Sultan Çeşmesi olduğunun emin şekilde belirtilmesine de denk gelmiştim ama beni asla ikna etmemişti.  Çünkü o çeşmenin başka eski fotoğrafları da elimizde mevcuttu ve benzerlik asla kurulamıyordu. Pek çok farklı çeşme olabileceği konusunda görüşler belirtilmesine rağmen kesinlik kazandıracak bir kanıt ileri sürülememişti.

Nihayetinde elime büyükçe ve çeşme üzerinde kitabesi zorlu olsa da okunabilir bir versiyonu geçti. Hem fotoğrafı hem kitabeyi Facebook’taki Istanbulium grubuna yükledim ve kitabeden yola çıkılarak tespitin mümkün olmasını umdum. İlgili yazışmaya şuradan ulaşabilirsiniz. Bir arkadaşımızın Taksim’de bulunan (Çukurlu Çeşme Sokak üzerinde) Cebecibaşı Abdullah Ağa Çeşmesi olduğunu belirtmesi beni fena halde şaşırttı.

Fotoğraftan kesilip alınan kitabe detayı

Bu yazı sadece buradaki yorumların bir toparlaması ve internet üzerinde de bu bilginin paylaşılmasından ibaret olacaktır. Katkıda bulunan tanıdığım tanımadığım tüm arkadaşlara bilhassa teşekkür ederim.

Yorumları toparlamaya devam edersek:

Çeşmenin üzerinde yer alan Şair Şehri Mehmet Efendi’nin 5 beyitlik kitabesinde şu yazmaktadır:

Hazret-i Sultan Mahmud-i adalet-siretin
Feyz-i ihsaniyle reyyan oldu cümle kâinat
Öyle şah kim pay-i serv-i adline ru-mal eder
Nil-i Mısr-i Kahireyle cedvel-i nehr-i Fırat
Devr-i cudunda Cebecibaşı Abdullah Ağa
Yapdı bu nev-çeşmeyi oldu kârîn-i iltifat
Âb-ü tâb-ı devletin memdüd ide Rabb-ül-enam
Zib-tâk-i asüman oldukca nakş-i sabitat
Şehriya tarihini işrab için der lülesi
Can- fezadır ayn-ı Abdullah için mâ-ül-hayat (1144)

“Mirat-i İstanbul” adlı Osmanlıca eserde Taksim karibinde yer alan bir çeşme olduğu belirtiliyor ve çeşmenin tarihi 1130 olarak veriliyor. Burada 14 yıllık bir farkın muhakkak bir izahı olmalıdır.

Ayrıca çeşmenin üzerinde bulunduğu sokağın adı Çukurlu Çeşme Sokak olması da çeşmenin ana fotoğrafta gördüğümüz çeşme olma ihtimali için bir kanıt olarak öne sürülebilir. Bugün kendisi olmayan ama adının sadece sokak isimlerinde devam ettiği pek çok eser olduğu bildiğimiz bir durumdur.

Müfid beyin sitesinden aldığım bir çizimde çeşmenin görünümü:

Peki çeşme bugün ne durumda?

İlk anda bulabildiğim 2008 yılında çekmiş olduğum fotoğrafları ekleyeceğim. Bugün de muhtemelen tamamen aynı görünümünü koruyor. Yandex linki şuradadır.

Peki bugünkü görünümle en ufak bir ilgisi olmayan bir çeşme niye o olsun? Başkası olamaz mı? Maalesef zaman içinde aslı iyice bozulan kimi yapılar çevredeki insanların elbirliğiyle aslında çok farklı biçimde dönüştürülebiliyor. Bu çeşme de öyle bir örnek olabilir. Bir başka ihtimal vardır ki, bunu uzak görüyorum ama yine de ihtimaldir: Kitabe doğrudur, bu çeşmeye aittir ancak kitabesi taşınarak bu çeşmeye monte edilmiştir. Bundan sonrası derin araştırmaların konusudur.

Önceki yıllarda çekilmiş olan ve envanter.gov.tr sitesinden alıntıladığım fotoğraflar da şöyledir:

Yazıya sebep olan yazışma ve faydalanılan kaynaklar:

Facebook İstanbulium Sayfası’nda yorumlar:

https://www.facebook.com/istanbulium/photos/a.752899854746661.1073741829.279320698771248/765455186824461/?type=1&theater

Envanter Sitesi: http://www.envanter.gov.tr/anit/index/detay/51499

Bu yazı Eser, Fotoğraf kategorisine gönderilmiş ve , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir